10 Ekim 2007 Çarşamba
Denizaltının Aktif Alıcıları
Denizaltının Pasif Alıcıları
Denizaltının Aktif Alıcıları [ yukarı ]
Klasik denizaltının en büyük özelliği gizliliktir.Nükleer denizaltılar gibi enerjisi bol olmadığından ve ani süratlenip neredeyse torpido hızında kaçamadığı için ,gizliliğine azami dikkat gösterir.Bu yüzden aktif sensörlerini, tespit edilme şartlarını iyi değerlendirerek kullanır.Nükleer denizaltı ise sürat ve derinlik avantajına sahip olduğundan, aktif sensörlerinden aktif sonarını daha rahat kullanır. RADAR=Denizaltı, coğrafi konumunu veya hedeflerin pozisyonunu tespit için kullanılır.Belli bir bölgeye dar bir açıda, çok kısa süre için elektromanyetik intişar yapar ve keser.Periskop üzerine de radarın bir başka modda çalışanı konabilir.Hedefe torpido atışından önce hedefin rota-sürat-mesafe parametrelerinin tayininde nadiren kullanılır.
AKTİF SONAR=Radarla aynı esasa göre çalışır gönderdiği ses dalgalarının cisimlerden gelen yankılarını değerlendirir.Seda tembel enerjidir.Gönderilen "Ping"'in frekansı arttıkça hedefe çarpıp dönme mesafesi kısalmaktadır.Bu frekansın "Kesinliği" fazladır,cihazları az yer kaplar.Marmara denizi gibi kesafet çeşitliliği nedeniyle tabakası fazla denizlerde Yüksek Frekansın etkinliği iyice azalır.Alçak frekans uzak mesafelere gidebilir fakat bu frekansın seçiciliği az ve cihazları yer kaplar.Klasik denizaltı için dikkatle kullanılması gereken cihazdır.Denialtı Harekatı bölümünde incelenen "Ortam Şartlarına" bağlı olarak "Çok uzak mesafeler"'den duyulabilir.
Denizaltının Pasif Alıcıları [ yukarı ]
PERİSKOP= 1854 yılında Fransız Marie Dawey, aynalarla ilk periskobu yapmış 1872’de prizmaları kullanmıştır. Amerikalı Thomas H. Doughty’nin iç savaş esnasında Red River’da harekat yapan Monitör Osage’ın taretine bir boru içine koyduğu aynalarla nehir setleri üstünden Konfederasyon birliklerine atışlar yapması periskop fikrinin kabaca ilk kullanımını teşkil eder. Periskop'un gelişimde iki kişi rol oynamıştır.1902de; Protector dizaynında dışarıyı görmek için,merceklerle yaptığı “Omniscope yada Skalomniscope” adını verdiği buluşu ile Simon Lake ve Periskobu geliştirip Hollanda yapımı İngiliz denizaltılarına uygulayan Dublinli bir teleskop imalatçısı: Sir Howard Grubb (1844-1931).Günümüz denizaltılarında; prizmadan ve merceklerden oluşan ve yanda da örneği görülen ABD SSN denizaltılarında kullanılan Kollmorgen T18 gibi periskoplara radar,lazer mesafe ölçer,tv kamerası,fotoğraf makinası,ESM anteni,UHF anteni, gece görüş sistemi,infrared alıcı ve ışıkla haberleşme (Mors) için lamba konmaktadır.Virginia sınıfı denizaltılarda köklü bir değişiklik ile periskop konmayıp yerine “Photonics mast” denilen ve mukavim tekne dışında sürülebilen iki direkte yüksek çözünürlüklü kameralar, infrared, low-level light görüntüleyici ,laser mesafe ölçer ve Elektromanyetik dalga tespit-ESM- sensörü ile donatılmış bir “Şapka” mevcuttur. Data Fiber Optik kablolarla iletilmektedir. PASİF SONAR= Su altındaki her türlü sesi dinlemeye imkan veren cihazdır.Tekne dışındaki Hydrphone denilen sensörlerine-alıngaçlarına gelen ses titreşimlerinin, düşük voltajlarda elektrik enerjisi dönüşmesi esasına göre çalışır.Yakın tarihe kadar Operatörlerin kulak hassasiyeti ve tecrübesi ile etkinleşen bu cihaz; frekans bandının genişletilmesi ve kütüphanesine, su altında duyulabilecek sesleri tanıma için karşılaştırma yapabileceği örnekler kaydedilmesi sayesinde, operatöre net analiz sonuçları vermekte ve tespitinde yardımcı olmaktadır.
ELEKTROMANYETİK DALGALARI TESPİT-ESM= Gemi,uçak veya karadan yapılan her türlü elektromanyetik intişarı (Radar veya telsiz yayınını) tespit eder ve ekranında yönünü görüntüler.Eğer gelen elektromanyetik dalgayı analiz edebilme imkanı varsa; hafızasına kaydedilmiş bilgilerle karşılaştırarak,gemi ismine kadar tanımlar. AKUSTİK DALGALARI TESPİT CİHAZI= Bu cihaz için de yukardaki tanımlamalar kullanılabilir.Ayrı bir cihaz olduğu gibi,gelişmiş sonarların imkanlarından biride olabilir.Kütüphanesine aktif sonar sesinden,balık veya mağma sesine kadar bütün sesler kaydedilerek seçiciliği arttırılırAKUSTİK MESAFE BULUCU= Bir kaynaktan yayılan ve sudaki hızı bilinen sesin; denizaltı boyunca,eşit aralıklarla konan 3 hydrophona ve her birine,belli açılar içinde ve farklı zamanlarda ulaşması ile oluşan üçgenin analizini yapar.
Sorduklarınız:
1-Denizaltı nasıl “seyir” yapar: Denizaltının dalışta dışarıya baktığı tek pencere periskop merceğidir.Su altında görüş kısıtlı olduğundan ve 70 mt derinliktenn sonra karanlık olduğundan,”Derin deniz Köpekbalığı” gibi kördür.Burun kısmına gelen su titreşimi (Sonar) ile derisine gelen elektromanyetik dalgalarla (Radar-Esm) avını bulur ve mevki belirler.
*Kara parçasını görüyorsa oradan aldığı pusula kerterizlerini haritada birleştirerek “Kılavuz seyri” yapar.
*Eğer açık denizde ise,kara parçası yoksa,zaman-sürat-rota ile “Parakete seyri” yapar, haritada yerini belirler.
*Açık denizde ve gece ise periskop telemetresi ile kabaca bir “Astronomi seyri” yapar.
*Periskop derinliğinde iken Radar antenini sürüp sahilin Radar taraması veya İletişim antenini çıkartıp uydu verilerini alarak GPS sistemi ile veya derin umkta iken yerkürenin elektromanyetik alan değişimlerini izleyerek –Nükleer Dz.altıda- “Elektronik seyir” yapar. Her defasında rotasını ve karina yosunlanması ile makine performansına bağlı süratini gerçekler ve derinlikleri,dip yapısını takip eder.
2-Denizaltı içi atmosfer: Kapalı bir hacim olan Klasik ve Nükleer denizaltıda, makine ve cihazların hacimleri dışında kalan hacme serbest hacim denmektedir.Bu serbest hacimde personelin soluduğu hava ile birlikte çeşitli kaynaklardan çıkan gaz ve parçacıklarda bulunur.Bunlar;
*Personelin ürettiği karbon dioksit,
*Cihazlardan çıkan ozon,
*Dizellerden çıkan karbon monoksit-kurum-motorin buharı-yağ buharı,
*Pillerden çıkan stibin-hidrojen,
*Mutfaktan çıkan yağ buharı,
*Elbiselerden çıkan parçacıklar ve sigaradan çıkan kül-karbon dioksit.
Klasik denizaltıda mecbur kalınmadıkça bu atmosfer şnorkel işlemi ile değiştirilir.Nükleer denizaltıda deniz suyunun elektrolizi sonucu elde edilen oksijene diğer solunum gazlarının ilavesi ile değiştirilir.
Her iki gemi tipinde de bu karışımdaki parçacıklar Filtrelerden ve Statik toz tutuculardan geçirilerek süzülür.Diğer gazlara nisbeten fazla olan ve başlangıçta gemi içi atmosferde binde bir olan karbon dioksit, klasik denizatıda serbest hacime-personel sayısına bağlı olarak bir süre sonra yüzde 1.9 seviyelerine ulaştığında hava yüzde 98 sodyum hidroksit-yüzde 2 sodyum silikat’tan oluşan karbon dioksite aç bir madde tanecikleri ile dolu “Kalipatron” kutularından geçirilir.Bu sayede boğucu olan bu gazın oranı,düşünme hızını yavaşlatan yüzde iki seviyesine yükselmeden sabit tutulur.Başlangıçta yüzde 21 oranında olan oksijen, yüzde 18 sınırından sonra tüplerden personelin harcama miktarınca kontrollu bir şekilde bot içi atmosfere verilmektedir.
3-Denizaltıda acil durumlar: Bir denizaltı için en tehlikeli acil durum yangındır.Akaryakıt,elektrik,metal ve adi (kağıt-bez) yangınlar doğru teşhis edilmeyip yanlış müdehalede,çok çabuk birbirlerini tetikliyebilmektedirler.Yangın bakımından geminin bütününü riskli kabul edilip Kontrol-Bakım-Kayıt ile bu risk kontrol altında tutulmaktadır.
Satıhta veya dalmış haldeyken başka gemiyle çarpışma sonucu veya tekne delinmesi/basınçlı deniz suyu devrelerinde hasar sonucu bot dahiline yüksek basınçlı su girmesi de diğer bir acil durumdur.Giren deniz suyunun “Pil asidi” ile karışması halinde sarımsak kokulu zehirleyici,”Klorin” gazının çıkmasına sebebiyet verirerek,ikinci bir acil durumu tetikleyebilir.Bu nedenle hassas durumdaki denizaltının seyirlerinde, diğer gemilerin rota-sürat-mesafe değerleri devamlı takip edilmekte ve tekne saçı,kaynak yerleri,denizsuyu basıncına dayanıklı boru devrelerinin sörveyi periodik olarak yapılmaktadır.
Geminin çeşitli faaliyetlerine göre acil durumlar çeşitlenmektedir.
[ yukarı ]
9 Ekim 2007 Salı
TÜRK DENİZALTILARI
Denizaltılar
Ay Sınıfı Denizaltılar
Preveze Sınıfı Denizaltılar
Gür Sınıfı D
AY SINIFI DENİZALTILAR
1.AY SINIFI
TCG ATILAY (S-347)
TCG SALDIRAY (S-348)
TCG BATIRAY (S-349)
TCG YILDIRAY (S-350)
TCG DOĞANAY (S-351)
TCG DOLUNAY (S-352)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(61,2 x 6,2 x 5,5) mt.
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 980 t. Dalmış : 1185 t.
Ana Tahrik :
Dizel - Elektrik/ 4 MTU Dizel / 4600 HP / 1 Pervane
Sürati :
11 kts satıhta / 22 kts dalmış
Seyir Siası :
Satıhta 8 kts / 7500 nm
Personel :
9 Subay / 25 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
enizaltılar
2.PREVEZE SINIFI DENİZALTILAR
TCG PREVEZE (S-353)
TCG SAKARYA (S-354)
TCG 18 MART (S-355)
TCG ANAFARTALAR (S-356)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(62 x 6,2 x 5,5) mt.
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 1454 t. Dalmış : 1586 t.
Ana Tahrik :
4 MTU Dizel / 4000 HP / 1 Pervane
Sürati :
15 kts satıhta / 21,5 kts dalmış
Seyir Siası :
Satıhta 8 kts / 8200 nm
Personel :
9 Subay / 30 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
3.GÜR SINIFI DENİZALTILAR
TCG GÜR (S-357)
TCG ÇANAKKALE (S-358)
TCG BURAKREİS (S-359)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(62 x 6,2 x 5,8)mt
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 1454 t. Dalmış : 1586 t.
Ana Tahrik :
Dizel - Elektrik/ 4 MTU Dizel / 3800 HP / 1 Pervane
Sürati :
11 kts satıhta / 21 kts dalmış
Personel :
9 Subay / 31 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
Denizaltılar
Ay Sınıfı Denizaltılar
Preveze Sınıfı Denizaltılar
Gür Sınıfı D
AY SINIFI DENİZALTILAR
1.AY SINIFI
TCG ATILAY (S-347)
TCG SALDIRAY (S-348)
TCG BATIRAY (S-349)
TCG YILDIRAY (S-350)
TCG DOĞANAY (S-351)
TCG DOLUNAY (S-352)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(61,2 x 6,2 x 5,5) mt.
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 980 t. Dalmış : 1185 t.
Ana Tahrik :
Dizel - Elektrik/ 4 MTU Dizel / 4600 HP / 1 Pervane
Sürati :
11 kts satıhta / 22 kts dalmış
Seyir Siası :
Satıhta 8 kts / 7500 nm
Personel :
9 Subay / 25 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
enizaltılar
2.PREVEZE SINIFI DENİZALTILAR
TCG PREVEZE (S-353)
TCG SAKARYA (S-354)
TCG 18 MART (S-355)
TCG ANAFARTALAR (S-356)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(62 x 6,2 x 5,5) mt.
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 1454 t. Dalmış : 1586 t.
Ana Tahrik :
4 MTU Dizel / 4000 HP / 1 Pervane
Sürati :
15 kts satıhta / 21,5 kts dalmış
Seyir Siası :
Satıhta 8 kts / 8200 nm
Personel :
9 Subay / 30 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
3.GÜR SINIFI DENİZALTILAR
TCG GÜR (S-357)
TCG ÇANAKKALE (S-358)
TCG BURAKREİS (S-359)
ANA KARAKTERİSTİKLER
Boyutlar (Boy-En-Draft) :
(62 x 6,2 x 5,8)mt
Deplasman Tonaj :
Satıhta : 1454 t. Dalmış : 1586 t.
Ana Tahrik :
Dizel - Elektrik/ 4 MTU Dizel / 3800 HP / 1 Pervane
Sürati :
11 kts satıhta / 21 kts dalmış
Personel :
9 Subay / 31 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
Statik dalış [değiştir]
Denizaltının dalışını oluşturan esaslardan biridir.Denizaltı hareketsiz durumundayken;dizayna göre değişen, altı denize açık veya bir valfla kapatılabilen Dalma Sarnıçlarına , tepesindeki valf açılıp içindeki hava kaçırılarak su alınması ve yüzme kuvvetinin azaltılması sağlanır.Ancak sarnıçların dolması,botun bünyesini etkilemesi çok uzun bir aşamadır.Sadece aşağı-yukarı hareket vardır.
Dinamik dalış [değiştir]
Denizaltının dalışını etkileyen bir diğer unsurdur; denizaltının baş-kıç ve sancak-iskele bordalarındaki Kanat benzeri dümenlere ve denizaltının kendisine açı-meyil verdirilerek , bunlarla denizaltının ileri hareketiyle oluşan su akışının etkilerinin kullanılması ile yapılan dalıştır. Denizaltı gemilerinde dalış ve su içindeki duruş açısını oluşturmak için kullanılan dümenlere; baştakilere "Baş ufki dümenler", kıçtakilere "Kıç ufki dümenler" denir
İtici güç [değiştir]
Klasik(Dizelli) denizaltının itici gücü,1890larda geliştirilmiş Ward-Leonard sistemine dayanır.AC Motor-Jeneratör-DC Motor,bu sistemin orijinal halidir.Sistem; motor verimindeki en az kayıp üzerine kurulmuştur. Denizaltıda uygulanışı; Dizel-jeneratör-batarya-dc elektrik motoru şeklindedir.- Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır.Bataryalar;tasarıma göre değişen çok sayıdaki pilden oluşur.Öyleki bazı dizaynların;dalmış tonajının üçte birini bataryalar oluşturmaktadır.
- Yüzeye çıkıldığı zaman dizel motorlar çalıştırılır. Böylelikle bataryalar yüklenir. Aynı zamanda dizel motor gücüyle denizaltı harekette ettirilir.
- Daha farklı olan nükleer denizaltılarda, reaktörde açığa çıkan işi ile buhar yüksek basınçlı buhar üretilir. Bu basınçlı buhar türbinleri çevirerek itici gücü oluşturur. B
Silahları [değiştir]
Ana madde: Denizaltı Silahları
Torpido [değiştir]
1860’ın ilk yarısında silah gelişiminde; silahın su kesimi altında patlamasının gemiye önemli hasar verdiği anlaşılmıştı bu yönde gelişmeler hızlandı.Uzun bir gönder ucundaki mayının Spar Torpido hedefe saplayıp açıldıktan sonra ya da mayını çekerek hedefe çarptırılıp patlatılması şeklinde pratiğe dökülmüş ve David gibi yarı dalar tekneler ile Hunley tarafından savaşta kullanılmıştı. 1865’te Kaptan James Harvey; bir su üstü teknesi tarafından çekilmesi esnasında asimetrik yapısından ötürü dalan ve kamçı hareketiyle su üstüne çıkana kadar su altından giden torpido ile Oberon yelkenlisine hücum ederek deneme yapmıştı
Denizaltının dalışını oluşturan esaslardan biridir.Denizaltı hareketsiz durumundayken;dizayna göre değişen, altı denize açık veya bir valfla kapatılabilen Dalma Sarnıçlarına , tepesindeki valf açılıp içindeki hava kaçırılarak su alınması ve yüzme kuvvetinin azaltılması sağlanır.Ancak sarnıçların dolması,botun bünyesini etkilemesi çok uzun bir aşamadır.Sadece aşağı-yukarı hareket vardır.
Dinamik dalış [değiştir]
Denizaltının dalışını etkileyen bir diğer unsurdur; denizaltının baş-kıç ve sancak-iskele bordalarındaki Kanat benzeri dümenlere ve denizaltının kendisine açı-meyil verdirilerek , bunlarla denizaltının ileri hareketiyle oluşan su akışının etkilerinin kullanılması ile yapılan dalıştır. Denizaltı gemilerinde dalış ve su içindeki duruş açısını oluşturmak için kullanılan dümenlere; baştakilere "Baş ufki dümenler", kıçtakilere "Kıç ufki dümenler" denir
İtici güç [değiştir]
Klasik(Dizelli) denizaltının itici gücü,1890larda geliştirilmiş Ward-Leonard sistemine dayanır.AC Motor-Jeneratör-DC Motor,bu sistemin orijinal halidir.Sistem; motor verimindeki en az kayıp üzerine kurulmuştur. Denizaltıda uygulanışı; Dizel-jeneratör-batarya-dc elektrik motoru şeklindedir.- Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır.Bataryalar;tasarıma göre değişen çok sayıdaki pilden oluşur.Öyleki bazı dizaynların;dalmış tonajının üçte birini bataryalar oluşturmaktadır.
- Yüzeye çıkıldığı zaman dizel motorlar çalıştırılır. Böylelikle bataryalar yüklenir. Aynı zamanda dizel motor gücüyle denizaltı harekette ettirilir.
- Daha farklı olan nükleer denizaltılarda, reaktörde açığa çıkan işi ile buhar yüksek basınçlı buhar üretilir. Bu basınçlı buhar türbinleri çevirerek itici gücü oluşturur. B
Silahları [değiştir]
Ana madde: Denizaltı Silahları
Torpido [değiştir]
1860’ın ilk yarısında silah gelişiminde; silahın su kesimi altında patlamasının gemiye önemli hasar verdiği anlaşılmıştı bu yönde gelişmeler hızlandı.Uzun bir gönder ucundaki mayının Spar Torpido hedefe saplayıp açıldıktan sonra ya da mayını çekerek hedefe çarptırılıp patlatılması şeklinde pratiğe dökülmüş ve David gibi yarı dalar tekneler ile Hunley tarafından savaşta kullanılmıştı. 1865’te Kaptan James Harvey; bir su üstü teknesi tarafından çekilmesi esnasında asimetrik yapısından ötürü dalan ve kamçı hareketiyle su üstüne çıkana kadar su altından giden torpido ile Oberon yelkenlisine hücum ederek deneme yapmıştı
Denizlerin altına inmek, deniz içi ve deniz dibi nimetlerinden yararlanmak düşüncesinin insan muhayyelesini uğraştıran binlerce yıllık bir geçmişi vardır.Fakat denizlerin gizleyici ve örtücü niteliğinden yararlanılarak denizaltı gemilerini Deniz Kuvvetlerine bir vurucu güç unsuru olarak katılması fikrinin Büyük İskender ile başladığı rivayet edilir. Aristo, İskender’in Tyre şehrinin alınmasında kendisine 7 ay mukavemet eden bu denizci ve muharip insanları yenebilmek için fıçı şeklindeki su altı silahlarından istifade ettiğini yazmaktadır.1465'te Kyeser'in Almanya'da,1531'de De Lorena'nın İtalya'da Nemi Gölü'nde birer saat ve Osmanlı'da da saray eğlenceleri kapsamında timsah biçimli bir tekne ile bir süre su altında su altında kaldıkları olmustur.
Statik Olarak Dalma
Bir denizaltı normal bir tekne gibi su üstünde yüzebilmektedir aslında. İlginç olan nasıl suyun içine dalış yaptığıdır. Bunun nedeni, denizaltiların yoğunluklarını içlerine su alarak değiştirebilmeleridir. Su sarnıçlarında hava olduğu zaman, denizaltının yoğunluğu suyunkinden daha azdır ve denizaltı yüzeye doğru çıkar.
Safra tanklarına su dolduğu zaman ise denizaltının yoğunluğu suyun yoğunluğuna eşit veya daha fazla duruma geçer. Bu ise denizaltının dibe dalmasına yol açar. Fazla söze gerek yok. Asağıdaki animasyon herşeyi daha iyi anlatıyor galiba.
Dinamik Olarak Dalma
Bu şekilde dalan bir denizaltı aynı zamanda pervanesinin dönmesiyle ileri doğru yol alır. Dalmasına etkili olan iki unsur vardır. Birincisi biraz önce öğrendiğimiz statik dalış, yani su sarnıçlarına su alması. İkincisi ise denizaltının basında ve sonunda bulunan dümenlerinin etkisidir. Dümenlerin hareketiyle denizaltı hafif bir şekilde başaşağı duruma gelir ve dibe doğru yol alır. Bu tip dalışın animasyonuna da bir göz atalim isterseniz.
Denizaltılar Hakkında Kısa Kısa
- Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır.
- Yüzeye çıkıldığı zaman dizel motorlar çalıştırılır. Böylelikle bataryalar yüklenir. Aynı zamanda dizel motor gücüyle denizaltı harekette ettirilir.
- Daha farklı olan nükleer denizaltılarda, reaktörde açığa çıkan işi ile buhar yüksek basınçlı buhar üretilir. Bu basınçlı buhar türbinleri çevirerek itici gücü oluşturur.
- İlk nükleer denizaltı Sovyet Nautilus, 1954 yılında yapılmıştır. Bu denizaltı 1958 yılında kuzey kutbunun altından geçmiştir.
- Denizaltılar su altında yönlerini giroskop pusula yardımıyla tayin ederler
- Su üstündeki gemileri ve cisimleri tayin için periskop ve radar antenleri kullanırlar.
- Su altındaki cisimlerin ve denizaltıların yerini saptamak için SONAR (Sound Navigation and Ranging) denilen ses dalgalarıyla çalışan sistemi kullanırlar.
Bir denizaltı normal bir tekne gibi su üstünde yüzebilmektedir aslında. İlginç olan nasıl suyun içine dalış yaptığıdır. Bunun nedeni, denizaltiların yoğunluklarını içlerine su alarak değiştirebilmeleridir. Su sarnıçlarında hava olduğu zaman, denizaltının yoğunluğu suyunkinden daha azdır ve denizaltı yüzeye doğru çıkar.
Safra tanklarına su dolduğu zaman ise denizaltının yoğunluğu suyun yoğunluğuna eşit veya daha fazla duruma geçer. Bu ise denizaltının dibe dalmasına yol açar. Fazla söze gerek yok. Asağıdaki animasyon herşeyi daha iyi anlatıyor galiba.
Dinamik Olarak Dalma
Bu şekilde dalan bir denizaltı aynı zamanda pervanesinin dönmesiyle ileri doğru yol alır. Dalmasına etkili olan iki unsur vardır. Birincisi biraz önce öğrendiğimiz statik dalış, yani su sarnıçlarına su alması. İkincisi ise denizaltının basında ve sonunda bulunan dümenlerinin etkisidir. Dümenlerin hareketiyle denizaltı hafif bir şekilde başaşağı duruma gelir ve dibe doğru yol alır. Bu tip dalışın animasyonuna da bir göz atalim isterseniz.
Denizaltılar Hakkında Kısa Kısa
- Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır.
- Yüzeye çıkıldığı zaman dizel motorlar çalıştırılır. Böylelikle bataryalar yüklenir. Aynı zamanda dizel motor gücüyle denizaltı harekette ettirilir.
- Daha farklı olan nükleer denizaltılarda, reaktörde açığa çıkan işi ile buhar yüksek basınçlı buhar üretilir. Bu basınçlı buhar türbinleri çevirerek itici gücü oluşturur.
- İlk nükleer denizaltı Sovyet Nautilus, 1954 yılında yapılmıştır. Bu denizaltı 1958 yılında kuzey kutbunun altından geçmiştir.
- Denizaltılar su altında yönlerini giroskop pusula yardımıyla tayin ederler
- Su üstündeki gemileri ve cisimleri tayin için periskop ve radar antenleri kullanırlar.
- Su altındaki cisimlerin ve denizaltıların yerini saptamak için SONAR (Sound Navigation and Ranging) denilen ses dalgalarıyla çalışan sistemi kullanırlar.
Denizaltı
Denizaltı;suyun altında ve üstünde yüzen makinedir.
Safra tankı sayesinde ,tanklarına su alarak yoğunluğunu
artırır ve su içine dalar geri çıkışta ise basınçlı hava ile
suyu dışarı savurur ve yoğunluk azalır tekrar yüzeye çıkar.
Savaş denizaltıları:
1.dizel-elektrik
2.nükleer denizaltılarır.
Safra tankı sayesinde ,tanklarına su alarak yoğunluğunu
artırır ve su içine dalar geri çıkışta ise basınçlı hava ile
suyu dışarı savurur ve yoğunluk azalır tekrar yüzeye çıkar.
Savaş denizaltıları:
1.dizel-elektrik
2.nükleer denizaltılarır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)